Hisarönü, bakıldığında bir barlar mekanı gibi. Birçok barın olduğu bir barlar caddesi düşünün. Genelde çalışanlar gayet sıcaklar ve aynı zamanda profesyoneller de diyebiliriz. Hepsi biraz fark yaratmaya çalışıyorlar, rekabet çok ve müşteri az. Müşteri demişken, Fethiye’nin müşterisi ingilizler ağırlıkta, o yüzden Fethiye sanki küçük bir ingiliz kasabası gibi aynı zamanda. Zaten ingilizlere ev ve arsa satan emlakçılara da rastlamak mümkün bolca. Biraz vatan toprağı satmak gibi geliyor ilk başta ama orda ev alanların aslında Türkiye aşığı ingilizler olduklarını düşünürsek aslında o kadar da kötü bir şey değil.
Birde görünüş olarak da çok güzel bir cadde. Barların dekorlarının ve neon ışıklarının bir uyumu var, sanki tüm sokak bir konsept içinde dizayn edilmiş gibi. Bu sokakta sadece yürüyüş yapmak bile çok zevkli, görülmeye değer.
Gece 12’den sonra mekanların iç kısımları diskoya dönüyor. müzikler 80 ler 90 lar. Turistlerin orta yaşlı kesimleri için zaten 80’lerin disko müziklerini ağırlıklı yapıyor. Arada gençlere yönelik daha modern şeyler de çalınınca tam bir renk oluyor. Bu anlamda Hisarönünde güzel eğlenebileceğiniz birçok alternatif müzik bar ve klüp var.